M.Ö.50’de Roma’da Uesta Tapınağı’ndaki aşk tanrıçası heykelinin doğalgazdan elde edilen sürekli alev ile aydınlatıldığı bilinmektedir.
M.S.150’de Çin Sichuan’da tuzun çökertilmesi işleminde, yakıt olarak kullanılmak için yeraltı rezervuarlarından sızan doğalgazın bambu borularla taşındığı kayıtlara geçmiştir.
Marco Polo gezileri sırasında Baku’deki Zoroastrian ateş tapınağında yüzyıllardan beri yanmakta olan doğalgaz alevlerini tespit etmişti. Avrupa’da 1659’da İngiltere’de bulunan doğalgaz 1790’da yaygın kullanıma girdi.
Sokakların ve evlerin aydınlatılmasında, içten yanmalı motorların çalıştırılmasında büyük ölçüde doğalgazdan yararlanıldı. 1920’lerde boru hattı taşımacılığı yöntemlerinin uygulamaya konulmasıyla hızla artan doğalgaz kullanımı, özellikle II.Dünya Savaşı’ndan sonra sürekli olarak gelişti
Petrol bölgelerinde ve petrolden hafif olduğu için petrolün üst kısımlarında veya sürüklenme sonucu başka tabakalarda da bulunabilen doğadan çıktığı gibi kullanılabilen bir yakıttır.
Organik teoriye göre milyonlarca yıl önce yaşamış bitki ve hayvan artıklarının yeryüzü kabukları arasına gömülen ve zamanla basınç ve ısı etkisiyle kimyasal değişikliklere uğrayarak meydana gelmiş fosil bir yakıttır.
Doymuş hidrokarbonların ilk ailesidir.
Genel formülü CH4 dir. Metan diye okunur.
DOĞAL GAZIN OLUŞUMU
Doğalgaz petrolden hafif olduğu için petrolün üstündeki katmanda bulunan boşlukları doldurur. Alt tarafta petrol ve en altta tuzlu su bulunur.
Doğalgaz esas olarak metan(CH4) daha az miktarda etan (C4H10) ve propan (C3H89 gibi hidrokarbonlar ile az miktarda azot(N)karbondioksit(CO2)hidrojensülfür(H2S)ve helyum(He) gazları bulunur.