Bu miktarın diğer yakacaklarla karşılaştırılması sonucunda yüksek bir değer olduğu görülecektir. Mesela odun 3000 kcal, linyit 1000-4500 kcal, taşkömürü 6000-6500 kcal ısıl değere sahiptir.
Fuel - oil'in ısı verimi daha yüksek görülüyorsada (9500-10500 kcal) içindeki artık maddelerin fazlalığı, çevre kirliliğine yol açması, tam yanma sağlayamaması gibi sebepler verimi düşürmektedir.
Katı ve sıvı yakıtlarda homojen bir yakıt - hava karışımını sağlamak zordur. Bundan dolayı yakıtın bir kısmı yanmadan baca gazlarıyla atılır veya katı yakıtlar ızgaranın altına dökülür. Böylece yakacak kaybı artar ve yanma verimi düşer.
Katı ve sıvı yakıtlarda homojen bir yakıt - hava karışımını sağlamak zordur. Bundan dolayı yakıtın bir kısmı yanmadan baca gazlarıyla atılır veya katı yakıtlar ızgaranın altına dökülür. Böylece yakacak kaybı artar ve yanma verimi düşer.
Doğal gazdaki karbon yüzdesi diğerlerinden düşüktür. Yakıtta karbon oranının artması alevin rengini kırmızı yapar. Parlak ve kırmızı alevde radyasyon ile ısı transferi daha fazladır. Doğal gaz ise mavi ve mat bir alevle yanar.
1m3 doğal gazın yanması için yaklaşık 10 m3 havaya ihtiyaç vardır. Yanma sonucunda meydana gelebilecek yoğunlaşmayı önlemek, azaltmak veya suyu tasfiye edebilmek için gerekli tedbirler alınmalıdır.
Doğal gazdaki hidrojen yüzdesi diğerlerinden fazladır. Hidrojen oranının artması baca gazındaki su buharını artırır. Bu husus yanma başlangıcında cihazın soğuk kısımlarında suyun yoğunlaşarak korozif etki yapmasına sebep olabilir.
Ancak kondenser tipte cihazlar kullanılarak su buharının gizli ısısı kazanılabilir. Bu yolla verimin alt ısı değeri üzerinden %100'ü aşması mümkündür. Bu avantajlarına rağmen hidrojen varlığı dezavantaj olarak düşünülebilir.
Doğal gazda bulunan azot, 1900 - 2000 °C gibi yüksek sıcaklıklarda oksijen ile reaksiyona girerek azotoksitleri (NOx) oluşturur. Korozif etki gösteren bu oksitlerin oluşumunun engellenmesi için değişik tedbirler alınmalıdır.
Bazı dezavantajlarına rağmen yanma odasında alev sıcaklığının düşürülmesi NOx oluşumunu önlemek için tedbir olabilir.
Diğer yakıtlarda belli oranlarda kükürt mevcutken dogal gazda yoktur. Ancak kaynaktan çıkarıldıktan sonra süzme sırasındaki karışma ve daha sonra tiyoeter ve tiyol gibi maddelerle kokulandırma nedeniyle m3 de birkaç mg kükürt ihtiva etmektedir.
Katı ve sıvı yakıtların yanmasıyla oluşan SO2 su buharıyla etkileşerek sülfürik asit oluşturmaktadır. 160°C derecenin altında bu asit yoğunlaştığı için baca gazının ısısından daha düşük sıcaklıklarda faydalanılamamaktadır. Bu ise kazanlarda verimi düşürür.
Doğal gazda taşıma, depolama ve kül dökme problemi yoktur. Diğer yakıtlarla çalışan cihazlarda oluşan is, kurum, kül gibi artıklar ısı transfer yüzeylerini kaplayarak ısı aktarımına engel olmakta, bu durum ise bacadan kaçırılan ısının artmasına ve verimin düşmesine sebep olmaktadır.
Doğal gazda ise bu tür problemleri gidermeye yönelik periyodik temizleme, baca filtresi takma gibi işlemlere ihtiyaç duyulmamaktadır. Ayrıca oluşan kül, yakıtla oksijenin temasını zorlaştırmakta ve eksik yanmaya sebep olmaktadır.
Doğal gazın dışındaki bütün gaz yakıtları, suni yollarla üretilirler. Endüstriyel gazların bir çoğu ise kömürden elde edilir. Onların bu özelliği, dolaylı olarak bileşim ve diğer özelliklerine de akseder.
Özellikle; doğal olarak elde edilmesi, kullanım kolaylığı, maliyeti fazla hava gerektirmeden tam yanması, artık bırakmaması, SO2 oluşturmaması, baca gazı ısısının daha iyi kazanılabilmesi, ısı değerinin yüksekliği gibi özellikleri ile doğal gaz, rahatlıkla tercih edilebilen bir yakıttır.